[ad_1]
Yeni kaybettiğimiz rahmetli Hilmi Ok’un (7 kez) ardından en fazla MHK’ya başkan olan Yusuf Namoğlu’nun (3 kez) açıklamaları doğal olarak gündem oldu. Namoğlu, hem hakemliğimiz hem de VAR’a dair pek çok konuyu Erman Toroğlu ile paylaştı.
ÇIKIŞ SEBEBİNE AYKIRI
VAR’ı biz kurduk loves karışmadık ”say sayın Namoğlu, bu konuda Türkiye’de bir milat olan Galatasaray-Konya maçından sonra VAR’daki gidişatı kendisi kontrol etmeye başladı. Konuşmaları dinlemekten tutun da tüm kontrolü eline alıp, VAR’ın doğuş sebebine aykırı şekilde şüpheli her pozisyonda VAR’ın karışmasını bizzat kendisi istedi. Hatta havalimanında uçuşa başlamak üzere olan VAR hakemlerini bizzat uçaktan indirip çağırdığı günler oldu. Namoğlu döneminde gözlemci raporunda VAR hakemi değerlendirilmiyordu, çünkü tamamen kendi kontrolündeydi. Tartışmalı maçlar sonrasında her hakem “Yusuf Namoğlu ne diyecek?” merakını taşıyordu. Zekeriya Alp, “Böyle şey mi olur?” diyerek gözlemci raporuna VAR değerlendirmesini ekledi.
SÜRE TARTIŞMASI
class = ‘cf’>
‘VAR Raporu’ ülkelerde ilk uygulamaya girdiğinde IFAB tarafından format olarak paylaşılmıştı. Hawk-Eye firmasının maça dair detayları verdiği bir rapor. Kaç kez VAR’a gidildiği, hangi tip pozisyonlarda (penaltı, ihraç, gol kararı, yanlış oyuncuya kart) faydalanıldığı, ne kadar süre harcandığı gibi istatistiksel analizler içeren bir rapordur. Hatta tartışılan noktalardan biri from VAR kararı için harcanan sürenin hesaplanmasıydı. Yani, oyun ilk durduğu anda mı başlayacak yoksa hakem “VAR incelemesi için kenara gidiyorum” işareti yaptığı zaman mı başlayacaktı.
BAKKAL DEFTERİ YÖNTEMİYLE YAPILAN HAKEM ATAMALARI
AR VAR Raporu ’denilince ne yazık ki yurdum insanına konuşma raporu algılatılan bir başkan profiliyle karşı karşıyayız. “Halis Özkahya, Hüseyin Göçek’i niye çağırmıyor?” sorusunun karşılığı zaten Yusuf Namoğlu’nun belirttiği VAR raporunda yok. Ne yazık ki “Türkiye’ye VAR’ı biz getirdik” diyen bir başkanın istese çok kolay ulaşabileceği istatistiksel rapor.
HEM AYIP HEM TRAJİK
Ancak bilime olan ilgisini ekranlarda çıkardığı küçük kağıtlara aldığı notlarla anlatan, atamaları bakkal defteri yöntemiyle yaptığını röportajda açıklayan başkan profili için zor. Üst düzey hakemlerin bir müsabakadaki pozisyonlarını 1 sene sonra art niyetli bir yaklaşımla anlatması, hakemlere karşı in basit haliyle ayıp. Her şeyden öte etik değil. ‘Hangi pozisyonda VAR karışacak’ karmaşası veya kenara gelen hakemlerin aldıkları kararlar Avrupa’nın 5 büyük ligi dahil halen tartışılmakta ve insan unsuru bu işin olduğu sürece ilerk de çok kere Operatörlerin çalışma ve görevlendirme those larından bihaber olması da işin bir başka trajik boyutu.
ÇÖZEMEDİĞİNİZ SORUNLAR VARSA NEDEN İSTİFA ETMEDİNİZ?
class = ‘cf’>
Yusuf Namoğlu’na basit birkaç soru var: Sayın Başkan, size göre çok vahim gözüken ve çözemediğinizi düşündüğünüz sorunlara rağmen, siyaset ve spor dünyasının kariyerin bir figürü olarakden İstatistikten öte bilgi barındırmayan ve belli periyotta gelen VAR raporlarını eğer talep ettiyseniz ve alamadıysanız, emrinizi yerine getirmeyen kurum ya da şahıslara karşı neden şikayette bulunmadınız? İstediğiniz her maçın VAR kayıtlarını TFF Başkanı dahil izin almadan dinleme, hakemlerle konuşma, istediğiniz VAR hakemini maçlara atama hakkınız vardı ve bunu hep uyguladınız. Bir sene sonra VAR’dan şikayet etmeniz ne kadar etik buluyorsunuz? Operatörün kulüplerle ilişkilendirilmesi sonrasında konuyu öğrenmek ve çözüm için bir çaba sarf ettiniz mi? “Benim dediklerim yanlış anlaşıldı, öyle demek istememiştim” açıklamalarına camia içinde başladığınız belirtiliyor. Bu sorulara basın açıklamasıyla cevap vermek ister misiniz? Bu soruların cevabını özellikle hakem ve futbol camiası merakla bekliyor. Benim beklediğim ana nokta ise, ismi geçen hakem, VAR sorumluları, operatör kapsamındakilerin ve hatta TFF’nin bu ithamlar karşısında konuyu yargıya taşımaları. Tarafsız ve adalet merkezli mevkilerde, hele MHK gibi hassas bir konumda, koltuk gittikten sonra konuşan yönetici profilinden kurtulmanın iyi bir başlangıç örneği olabilir.